Her bina için tasarlanan giydirme cephe projesi tektir. Her tasarım; cam, metal, taş ya da farklı malzemelerin farklı kompozisyonlarda birle şimidir. Ancak, bina kabuğu kaç çeşit malzemeden ya da farklı tasarımdan oluşursa oluşsun mutlaka, tüm elemanların çevre
çevre koşullarına karşı bir bütün olarak hareket etmesi ve iç mekanda istenilen konfor düzeyini sağlaması ve bu özelliğini bina ömrü süresince koruması gerekir.
Bina kullanımı süresince, performansını iyi şekilde sürdürebilmesi için, öncelikle binanın tasarım aşamasında gerekli testlerden geçirilmesi, buna göre cephe için kullanılacak sistem ve malzeme kararının verilmesi gerekmektedir.
Giydirme cephe üretimi yapan firmalar ya da bu sistemi uygulayan uygulamacılar; binanın su ve hava geçirmez olduğunu, cepheyi oluşturan elemanların düzgün bir ş ekilde birleştirildiğini, fitillerin uygun şekilde yerleştirildiğini ve yalıtımın doğru yapıldığını düşünürler. Ancak, döşeyen usta ya da mimar, sık sık bağlantılar arasındaki kesişimleri çözmeyi en sona bırakır ve bitişik sistemlerin ara bileşenlerinin performansını kontrol etme gereği duymazlar. Bina kullanım ömrü boyunca, oluşabilecek olası hasarlar bu bölgelerde gerçekleşir ve bina için ciddi problemler oluş turabilir. Bu da büyük ölçekli binalarda yeniden yapılması, onarılmas ı mümkün olmayan sonuçlar ve bina kabuğunu tekrar yapmaktan daha büyük maliyet gibi sorunlara sebep olabilir. Olası problemlerin oluşumuna baştan engel olabilmek için, bina kabuğunun mevcut iklim koşullarına bağlı olarak nasıl tepki vereceğini değerlendirebilmek amacıyla, sistemin imalat ve uygulaması yapılmadan önce mutlaka çeşitli testlerden geçirilmelidir. Bu testler, doğru malzemenin kullanımını ve bağlantıların ne kadar sağlıklı olduğunu tespit etmek açısından oldukça önemlidir.
Bir binanın giydirme cephe sistemi için sisteme karar verirken, aslında mant ıklı görünen çözüm, özellikle büyük ölçekli projeler için, teklif vermeden önce, tasarıma uygun hazırlanan bir örneği üzerinde giydirme cephe testlerini yapmaktır. Ancak, işi almadan böyle bir maliyet altına girmekten her firma kaçınmaktadır. Üretici firmanın test maliyetini, teklif miktarı içine eklemesi durumunda da bina sahibi bu maliyeti ödemekten kaç ınır. Bu nedenle genellikle müşteri, bir firma ve o firman ın sistemine karar verdikten sonra projeye uygun, deney için belli boyutlarda cephenin sürekli tekrar eden bölümünden bir örnek hazırlanıp, uygun testler yapılmaktadır. Ancak, testlerde önem verilmeyen ve problem olabilecek iki konu vardır. Birincisi; eğer tasarım bu testlerde başarısızlığ a uğrarsa ne olur? ikinci problemde; sahada çalışan ustaların bu işi ne kadar iyi bildiği, ustalık dereceleri ve proje danışmanının cephe konusundaki bilgi düzeyidir.
Binadan ya da ısı değişimlerinden kaynaklanan hareketlerin etkisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Binalar genleşir, daralır ve hareket eder. Bina bunu hareketli yüklere; rüzgar, deprem, sıcaklık, donma ve diğer güçlere karşı cevap olarak verir. Giydirme cephe elementleri; termal yalıtım, ses izolasyonu, su geçirimsizlik, defleksiyon için tolerans ve çeşitli yüklere karşı (termal, rüzgar ve sismik) strüktürel güvenlik sağlayacak şekilde dizayn edilmelidir. Bu kararların ne kadar sağlıklı olduğu da yapılacak testlerin sonucuna göre karar verilmelidir.
Eğer büyük ölçekli bir proje değilse en azından yerinde uygulama sırasında iş çiliğin test edilmesi için, yerinde kurulan bir düzenek ile su geçirimsizlik testi yap ılabilir. Bu test iki yolla yapılabilmektedir; birinci yol, yüksek basınçlı suyu yüzeye püskürtmek, ikinci yol ise iç ve dış ortam arasında basınç farkı yaratarak su püskürtmektir.
Doğru zamanda, doğru verilen kararlar ve uygulama ile bina kullanımı süresince, hem kullanıcı konforu hem de bina sağlığı tehlike altına girmez. Bu nedenle, bir bina için doğru malzeme kararı verilse bile ilerde problem olabilecek kritik konular belirlenmeli ve bu konularda binanın nasıl davranış sergileyeceği standart testlerden geçirilerek belirlenmelidir. Bu kritik problemler; binanın bakımı, strüktürel güvenliği ve olası (su, yağmur, hava sızma, yoğuşma, su buharı vs.) konularıdır. Bu problemler ayrı başlıklarda belirlense de üçü birbiri ile tamamen ilişkilidir. Birinin başarısız sonuçlarından diğeri de etkilenebilmektedir. Sonuç olarak tüm bu sayılanların bina kullanımına başlanmadan önce kontrol altına alınması ve sürekliliğinin sağlanması gereklidir.
Yukarıda açıklaması yapılan testlere tabi tutulan herhangi bir binanın cephe kaplaması örneği için değerlendirmeler yapılırken belli kriterler esas alınır. Elde edilen sonuçlara göre ya cephe sistemi değiştirilir ya da sistemde detay iyileştirmesi yapılır. Ancak, örnek değiştirilse ya da onarılsa da, yeniden aynı testler örneğe uygulanmalıdır. Deneyler tamamlandıktan sonra, örnek üzerinde yap ılacak son işlem; test örneğini oluşturan parçalar tekrar sökülerek ve bu işlemde sistem içinde herhangi bir su bulunursa not edilerek tasarımdan farklı değişiklikler varsa mutlaka belirlenmelidir. Bunun dışında, her deney belli kriterlere göre kendi içinde değerlendirilmelidir. Buna göre;
Hava geçirgenlik: Örnek için müsade edilebilir hava üfleme oranı (Qo), maksimum test basıncı (po), fix edilmiş paneller için her m2’de her saatte (saat başı) 1,5m3’ ü aşmamalıdır.
Orta seviyede basınçlar (pn), üfleme oranları (Qn) Buna göre hesaplama yapılabilir: Qn = Qo (pn / po )2/3
Su geçirimsizlik: Test süresince testin iç yüzeyinde hiç su sızmamalı, test tamamlandığında kuru kalması istenen bölgelerde su birikintisi olmamalıdır.
Dizayn basıncında çerçeve elemanların ın strüktürel performansı: Defleksiyon (eğilme) binadaki bağlantılar aras ındaki açıklığın 1/200’ünü aşmamalı ya da 20mm olmalı ya da bu iki değerden hangisi daha düşükse o alınmalıdır. Yalıtımlı cam ünitesini destekleyen çerçeve elemanların ın defleksiyonu, cam kenarı boyunca ölçülen uzunluğun 1/175’ini aş mamalı ya da 15mm olmalı ya da bu iki değerden hangisi daha düşükse o alınmalıdır. Fazla deformasyon, onarım için verilen 1 saatlik sürede 1mm’i aşmamalıdır.
Dizayn basıncının 1.5 katında strüktürel performans: Panellerde, ankrajlarda ya da çerçeve elemanlarında kalıcı hasar kesinlikle olmamalıdır. Çerçeve elemanları eğilmemeli ve bükülmemelidir. Paneller, camlar ve dekoratif bo şluklar asıldığı, uygulandığı gibi kalmalı ve fitiller yerlerinden çıkmamalıdır. Çerçeve elemanlarındaki kalıcı deformasyon, iyileştirme onarım için verilen 1 saatlik sürede, binaya bağlanan noktalar arasındaki açıklığın 1/500’ünü aşmamalıdır.
Sismik hareket; sızdırmalık bölgeleri dışında, testten sonra ve test süresince kalıcı deformasyon olmamalıdır.
Isı farklılıkları: Doğru profil ve cam seçimi yapılabilmesi için dış hava sıcaklığı ve iç ortam sıcaklıklarının dikakte alınması gerekmektredir. Örnek olarak:
Dış hava sıcaklığı: kış en düşük -30°C / yaz en yüksek +50 °C
İç ortam sıcaklığı: kış en yüksek +40 °C / yaz en düşük +10 °C
Isı Geçirgenlik Katsayısı (U Değeri-EN 673): Doğru profil ve cam seçimi yapılabilmesi için yapı iklimlendirme ve havalandırma hesaplarında da dikkate alınan U Değeri belirlenmelidir. U Değeri birimi W/m2K olup, çerçeve (frame) için Uf, cam (glass) için Ug, çerçeve+cam tüm pencere (window) için Uw kullanılmaktadır.
Gün Işığı (EN 410) Geçirgenlik (Transmittance) %‘si, Dışa Yansıtma (Reflectance) %‘si belirlenmelidir.
Güneş Enerjisi (EN 410) Toplam Geçirgenlik (Solar Heat Gain Coefficiet-SHGC), Gölgeleme Katsayısı (Shading Coefficient) ve Solar Faktör-G Değeri (Solar Factor) değerleri belirlenmelidir.
Yoğuşma hesabı yaz-kış, iç ortam-dış hava sıcaklıkları ve bağıl nem dikkate alınarak yapılır. Doğru profil ve cam seçimi yapılarak yoğuşma oluşması önlenebilir.
Cephe testlerinde uyulması gereken standartlar, CWCT (Centre for Window and Cladding Technology), ASTM (American Society for Testing and Materials), AAMA (American Architectural Manufacturers Association) ve TS EN standartlarıdır.
Genel olarak giydirme cephe sistemlerinde su geçirimsizlik, hava geçirgenlik, rüzgar ve sismik hareketlere bağlı yerdeğiştirme testleri yapılmaktadır. Statik test için; ASTM E-331, dinamik su testi içinde AAMA-501.1 standartları kullanılmaktadır. Testler CWCT (Centre for Window and Cladding Technology) giydirme cepheler için standart test metodları ile uyum sağlamalı dır. Genel olarak yüksek katlı bir bina cephesi için yapılabilecek testler aşağıda sıralanmıştır. Her bina için bu sıralama farklılık gösterebilir. Bunlar sırasıyla;
Binanın bulunduğu bölge koşullarına göre uygulanacak testler değişiklik gösterebilir. Aşağıda genel olarak bir bina için, hazırlanmış örnek üzerinde uygulanması gereken testler açıklanmıştır. Ancak, belirtilen bu testlerden başka, malzemelerin belirli bir süreç sonundaki performansının anlaşılabilmesi için bazı yaşlandırma ve ısıl devinim testleri de uygulanabilir. Yaşlandırma testi; stabilite kabininde, hazırlanan örnek üzerinde, belirlenen periyotlar süresince belirli sıcaklık ve nem etkisi altında yaşlandırılır. Ultraviyole kabininde ise güneş ışınlarının ultraviyole etkisi simüle edilerek malzemenin belirli sıcaklık altında ve sürede yaşlandırılması sağlanır. Yaşlandırma testleri sonunda, malzemenin mukavemetini test etmek için çekme testi uygulanır. Burada test edilen malzeme, strüktürel silikonlu giydirme cephe sistemlerinde güvenlik açısından büyük önem taşıyan silikondur. İki ayrı yüzeye yapış mış olan silikon, ya kendini yüzeylerden bırakarak ya da kendi içinde koparak kullanılmaz duruma gelir. Bu test, çekme testi yapma kabininde kuvvet yavaş yavaş artırılarak yapılır. Isıl devinim testi ise; panelin dış yüzünde -20°C’den +80°C’ye altı kere ısı değişimi uygulanırken iç yüzünde sıcaklık ve nem sabit tutulur.
Herhangi bir giydirme cephenin test edilmeye hazır hale getirilmesi için öncelikle, binada sürekli tekrarlanan bir ya da birkaç modülü içine alacak şekilde birebir bir örnek hazırlanır. Bina cephesine göre bire bir hazırlanan bu örnek test odas ının bir yüzüne monte edilir. Test odasının, örneğin asılacağı bölge dış ındaki diğer bölümleri, çelikten ya da kontraplaktan imal edilmiş olabilir. Ayrıca test odasının giriş için bir kapısı olmalı ve dış ortam koşullarından tamamen yalıtılmış olmalıdır. Şekilde tipik bir test düzeneği sistemi görülmektedir.
Statik basınç deney odasının basıncını ölçmek ve odanın dışında ya da içindeki havanın hızından etkilenmeyecek okumalar olacak şekilde konumlanması gerekir. Hava tedarik eden sistem merkezkaç fanı, ortak hortumlu ve farklı negatif, pozitif basınç oluşturabilen kontrol valflerinden oluşmalıdır. Test periyodu süresince sabitlenen basınçta sürekli hava üfleyebilmeli ve 1 saniye içinde yaklaşık 600 pascal basınç yeteneğine sahip olması gerekmektedir.
Rüzgar jeneratörü dinamik test süresince farklı pozitif basınç oluşturabilecek özellikte, 4000mm çapında, ters dönen pervaneli, uçak motoru tipinde bir piston içermelidir. Jeneratörün, örneğin dış yüzüne yakın bir yerde montajı yapılmalıdır. Su sprey sistemi 700mm’den daha büyük olmayan düzgün aralıklı bir ızgara sistemidir. Sistem örnek dışından yaklaşık 400mm açığa monte edilmelidir. Emzik ya da hortum baş ları 80º yayılma alanından daha dü şük olmayacak şekilde kare biçiminde bir alana etki edebilmelidir. Su sıcaklığı +8 ile +25ºC arasında olmalıdır. Sprey sistemi, örneğin dış yüzeyine suyu düzgün bir şekilde taşımalıdır.
Hortum testi için su nominal 30º yayılma ile su zerrelerinin kesintisiz üreten pirinç başlı emzikler kullanı larak yapılır. Bu hortum ya da emzik başları ile valf arasında basınç ölçer ve valf kontrolünün olması gerekir. Bu hortum başlarından basınç 220±20kPa olduğunda dakikada 22±2litre üretebilecek şekilde sistem ayarlanmalıdır.
Havanın süzülmesi ya da sızması giydirme cephe aracılığı ile dışardan bina içine havanı n geçmesidir. Hava yatay ve düşey profiller arasındaki hatalı bağlantılardan ya da fitillerden süzülür. Hava kaçağı binalarda enerji kaybının ana sebebidir. 2002’den sonra İngiltere’de binalar için uygulanan yönetmelikte, büyük ölçekli binalarda belli sınırlarda hava sızdırma zorunludur. 2006’da ise küçük ya da büyük bütün binalarda belli sınırlarda hava sızdırma zorunlu olacaktır. Bitmiş binanın bütününde yapılan enerji hesaplarına göre hava sızma 10 m3/saat/m2’den mutlaka az olmalıdır.
Bir binada yüksek oranda hava sızma miktarı, binadaki ısı kaybını çoğaltacak ve bina sahiplerinin maddi ve manevi açıdan konforunu bozacaktır. Bina içinde ve dışında basınç farklı düzeylerdedir. Bu test, cepheden hava geçişinin olup olmadığını ya da hangi düzeylerde olduğunu belirlemek için uygulanır. Klimalı mekanlarda 600 Pa, klimasız mekanlarda ise 300 Pa hava basıncı sınır test değerleri olarak alınmaktadır. CWCT’ye göre testlerde uygulanan basınç miktarları ise Tablo 1 [1];
Rüzgar basıncı |
Su geçirgenlik test basıncı |
Hava geçirgenlik test basıncı |
< 800 Pa |
300 Pa |
300 / 600 Pa |
801 – 1200 Pa |
300 Pa |
300 / 600 Pa |
1201 – 1600 Pa |
450 Pa |
300 / 600 Pa |
1601 – 2000 Pa |
600 Pa |
300 / 600 Pa |
2001 – 2400 Pa |
600 Pa |
300 / 600 Pa |
> 2400 Pa |
0,25 x Rüzgar basıncı |
Tablo 1. CWCT’ye göre basınç seviyeleri
Hava geçirgenlik testinde; binaya göre hazırlanan test örneğini, teste hazırlamak için 660 pascallık üç farklı pozitif basınç uygulanır. Daha sonra, hava üfleme ölçümleri farklı pozitif basınçlarda al ınır; 50, 100, 150, 200, 300, 450, 600, 450, 300, 200, 150, 100 ve 50’lik pascallarda. Her basınç artışında, örneğe en az 10 saniye tutulması gerekmektedir. Hava geçirgenlik testi, öncelikle test odasının hava sızdırma kabiliyetini belirlemek için, yalıtımlı örnek ile olan davranışına bakılır. Sonra yalıtımsız örnek ile bakılır ve okumalar arasında elde edilen fark, örnekte hava geçişi olup olmadığını gösterir. Buna göre sınır değerler ile karar verilir.
Su geçişi giydirme cephe sisteminde dışardan içeriye su geçişini ifade eder. İç mekanda kontrol edilebilecek az miktarda su kabul edilebilir. Ancak, ana prensip tüm giydirme cephelerde mükemmel sızd ırmazlık elde etmektir. Su geçişine binanın dayanma yeteneğini tespit edebilmek için örnek üzerinde test yapılır. Özellikle büyük ölçekli giydirme cephe projelerinde mutlaka böyle bir uygulama yapılmalıdır. Yukarıda yapılan test sıralamasına göre rüzgar ve yer değiştirme testlerinden sonra yeniden statik test uygulanmalıdır. Bunun sebebi su geçirimsizlik performansının strüktürel hareketlerden etkilenip etkilenmediğini görmektir.
Bilimsel olarak yapılan testler gerçek binanın su geçirimsizliğini yüzde yüz ölçmek için kullanı lamaz. Bu değerler önerilen sistemin zayıf noktalarını belirlemek için referans olarak kullanılabilir. Çünkü örnek için yapılan sistemin ölçeği ile gerçekteki bina ölçeği çok farklıdır. Burada binanın gerçek ölçeğindeki ustalık çok önemlidir. Ayrıca iklim bölgelerine göre de test süresi ve test basıncı da farklıd ır. Örneğin dünyada farklı iklim koşullarında bütün alanlarda temsili olarak 15 dakika statik test süresi yeterli midir? %20 pozitif rüzgar yükü fırtına koşullarında, sıcaklık değişimleri, deprem, rüzgar dünyada yeterli midir? Bu sorular ile su test protokolünde ASTM E-331 oldukça uygundur. Buna göre cephenin yer aldığı ülkenin standartlarında verilen rüzgar yüküne göre;
Test basıncı : maksimum dizayn pozitif rüzgar yükünün %20’si, Test süresi : 30 dakika. Fırtınalı bölgelerde (kasırga);
Test basıncı : maksimum dizayn pozitif rüzgar yükünün %80’i, Test süresi : 60 dakika.
Testler sırasında olası bir su sızma gerçekleşirse onarım yapılmasına kesinlikle izin verilemez. Elde edilen test sonucuna göre ya sistem ya da sistem detayı değiştirilmeli ve çözüme göre mutlaka yeni bir örnek hazırlanarak yeni test yapılmalıdır.
Standartlara uygun başarılı bir test, mükemmel olmayan sızdırma bölgelerinin belirlenmesi ve testin tekrarı test süresince su sızdırma oluncaya kadar tekrar edilmesi ya da test süresi bitiminde zarar gören, bozulan sızdırmaz bölgelerin belirlenmesi olarak tan ımlanabilir. Test süresi boyunca örnekte eğer su sızdırma yoksa test başarılmış olur. Eğer test süresinde su sızdırma gözlenirse, su testi durdurulmalıdır. Su geçirimsizlik testi; statik, dinamik ve hortum olmak üzere üç farklı şekilde uygulanmaktadır. Buna göre;
Su geçirimsizlik (statik) (CWCT): Test için su ızgarası cephe örneği önüne yerleştirilir ve pozitif hava basıncı ile püskürtülür. Bu cephe yüzeyinde rüzgarlı ağır bir yağ muru ifade eder. Araştırma testleri yerleştirilen cephede de denenir, özel zamanlarda yağmur hortumu da kullanılabilir.
Test örneğini teste hazırlamak için, 660 pascallık üç farklı pozitif basınç uygulanır. Sıfır basınçta 15 dakika en az 3.4 litre/m2/dakika oranında su, örnek üzerine püskürtülür. Su püskürtme devam ederken basınç belirtilen şekilde artarak uygulanır; 50, 100, 150, 200, 300, 450 pascallarda 5 dakika, 600 pascalda 15 dakika uygulanır. Örneğin iç yüzünde test süresince suyun geçip geçmediği sürekli olarak kontrol edilir. Su sızma gözlenirse deney durdurulur .
Su geçirimsizlik (dinamik) (CWCT): Su, örnek üzerine en azından 2litre/m2-dakika oranında püskürtülür. Rüzgar jeneratörü 15 dakika süresince örneğin karşısından 600 pascallık pozitif basınç oluşturmak için kullanılır ve örneğin dış yüzüne yakın bir yere montajı yapılır.
Basınç, hava jetinin merkez aksında ölçülebilen çevreve elemanlarındaki defleksiyon miktarı, 600 pascallık statik basınçta kaydedilen defleksiyon miktarına ulaşıncaya kadar, rüzgar hızı arttırılarak belirlenir. Gerekli test defleksiyonlarını başarmak için örneğin iç tarafında soğ urma (emme) uygulanabilir. Fakat, emme maksimum statik basıncın %25 ile sınırlandırılmış olmalıdır. Örneğin iç yüzeyinde test boyunca sızdırmazlık kontrol edilir. Su sızma gözlenirse deney durdurulur.
Su geçirimsizlik (hortum) (CWCT): Test örneği, duvar kesiti olarak düşünülürse, bu duvar kesiti en düşük kottaki yatay bağlantıdan yukarı doğru ilerleyerek ıslatılır. Sonra kesişmeli düşey bağlantılar, sonra bir sonraki yatay bağlantı ve böyle yukarı doğru ilerlenir. Su, örneğin dış yüzünde çevre ve bağlantılara direkt olarak verilir. Su spreyi bağlantı noktas ı üstünde yavaşça ileri geri hareket ettirilir. 300mm mesafede bağlantının her 1500mm’de 5 dakikalık periyotlarda bekletilerek devam edilir. Uzun ya da kısa bağlantılar orantılı olarak test edilir. Test süresince örneğin iç yüzeyinde su sızma olup olmadığı kontrol edilmelidir .
Genellikle rüzgarın cepheye doğrudan basınç yaptığı bilinmektedir. Aksine rüzgar, cepheye dik etki yaptığı alanlarda basınç oluştururken üst ve yanlara doğru rüzgarın yön değiştirmesiyle cephenin bu bölgelerinde vakum, yani emme basıncı yaratır. Bir bina üzerine gelen rüzgar, estiği taraftaki cephenin ortasında pozitif basınç, köşelerde ise negatif basınç (emme) etkisi yaratır. Ön yüzde yavaşlayan rüzgar, yanlardan ve çatıdan geçerken hızlanıp bu bölgelerde kuvvetli basınç etkisi yaratır. Binanın arka tarafında dönen rüzgar yan bölümlerdekine oranla az kuvvetli basınç oluşturur. Yüksek binalar, sürekli rüzgar etkisi altındadır. Özellikle de, birbirine yakın yüksek yapıların bulunduğu yerlerde hava sıkışması ve türbülans yüzünden ani ve çok hızlı esintiler oluşur. Yüksek binalarda, giydirme cephenin dayanıklılığı, bu kuvvetli rüzgar etkisi göz önünde tutularak tasarlanması gereklidir.
Rüzgar testi giydirme cephenin strüktürel dayanımını değerlendirmek için uygulanan bir testtir. Testte dönüşümlü olarak hem pozitif hem de negatif basınçlı rüzgar yaratılır. İnşaat şartları düşey ve yatay yüklere göre eğilme sınırları belirlenmelidir. Bu eğilme limitleri profillerin dayanım kapasitelerinden etkilenmemelidir. En sağlıklısı camın eğilme limitine göre tasarlanmalıdır. Çünkü cam aşırı defleksiyon altında kırı lacakt ır. Defleksiyon limitleri giydirme cephenin iç tarafındaki hareketleri kontrol etmek için de önemlidir. Bina konstrüksiyonu profillere çok yakın yerde olabilir ve aşırı defleksiyon profillerin taşıyıcılara, binaya çarpması ile zarar gelebilir. Defleksiyon limitleri sabit numara ile bölünen ankraj noktaları arasındaki mesafe olarak belirtilir. L /175 defleksiyon limiti giydirme cephe şartlarında yaygındır. 4320mm döşeme yüksekliğinde bir yapıda müsade edilebilir defleksiyon 246mm olmalıdır. Bu cephenin maksimum rüzgar basıncında içte ya da dışta maksimum 246mm’ye kadar defleksiyona müsade ettiği anlamındadır. Profillerdeki defleksiyon giydirme cephe elemanları tarafından farklı şekillerde kontrol edilir. Giydirme cephe sistemi genellikle bina şartlarında defleksiyon limitlerini korumak için gerekli atalet momenti tarafından kontrol edilir. Verilen kesitte sınırlı defleksiyonlar için başka bir yol profillerin içine çelik takviye yapmaktır. Çünkü, çeliğin elastiklik modülü alüminyumun üç katıdır. Böylece çelik sistem defleksiyonun bir bölümünü daha düşük maliyete absorbe edebilecektir.
Rüzgar dayanımı (Servis yeteneği) (CWCT): Test örneğini teste hazırlamak için, deplasman dönüştürücüler sıfırlanarak, 500 pascallık üç farklı pozitif basınç uygulanır. Sonra örnek farklı vuruşlarda beş pozitif basınca tabi tutulur (0’dan 500 pascal’a, 500 pascal’dan 0’a). Ama basınç mümkün olduğu kadar hızlı uygulanmalıdır, 1saniye ile 3 saniye arasında.
Test örneğini teste hazırlamak için, deplasman dönüştürücüler sıfırlanmadan -500 pascallık üç farklı pozitif basınç uygulanır. Sonra örnek farklı vuruşlarda beş negatif basınca tabi tutulur (0’dan 500pascal’a, 500pascal’dan 0’a). Basınç aynı şekilde mümkün olduğu kadar hızlı uygulanmalıdır, en fazla 3 saniye sürdürülmeli ve 1 saniyeden az olmamalıdır.
Rüzgar dayanımı (güvenlik) (CWCT): Örnek aşağıda belirtilen basınçlara tabi tutulur. Her uygulama mümkün olduğu kadar hızlı olmalı ve 1 saniyeden az olmamalı, en fazla 3 saniye sürmelidir.
pascal basınç uygulaması takip eder (dizayn basıncının 1.5 katı). Testler sonucunda maksimum basınçta tespit edilen yerdeğiştirmeler alınır.
Sismik yükler ankrajların ve giydirme cephe sisteminin tasarımı için mutlaka önceden belirlenmelidir. Genellikle, profil ile cam aras ında gerekli boşluk sağlandığı için cephe doğal olarak sismik ve rüzgar yüküne dayanabilir. Testlerde, standart giydirme cephe sistemleri su sızdırma ve cam kırılmadan 75mm döşeme hareketine dayanabilmektedir. Ancak, döşemeden döşemeye büyük açıklıklarda, ankrajlar büyük yük alacağı için ankraj tasarımı mutlaka gözden geçirilmelidir.
Sismik hareket dışında, artık günümüzde kazara gerçekleşen patlamalar ve terörist saldırıları da oldukça çoğalmaktadır. Bu patlama yüküne, giydirme cephenin binanın kabuğu olarak ilk savunmayı yapması beklenmektedir. Bu yükler oldukça büyük ve kısa sürelidir. Giydirme cephenin böyle büyük bir etkiye cevabını belirlemek için belli büyüklükte cephenin örneğini yaparak dinamik yük analizi yapmak gerekir. Bu tip binalarda genellikle lamine cam kullanılmalıdır.
Giydirme cephe sistemi, çeşitli kaplama panellerinden, paneli destekleyen çerçevelerden ve çerçeveyi bağlayan bir taşıyıcıdan oluşmaktad ır. Isıl yük ve rüzgar yükü cepheyi direkt etkiler. Bu direkt etkilere karşı yeterli güvenlik önlemleri ile kolaylıkla önlenebilir. Örneğin, giydirme cephe sistemi bulunduğu
bölgenin iklim verilerine göre son 50 yıl içinde gerçekleşen maksimum rüzgar hızının sebep olabileceği rüzgar yükü için yeterli güvenlikte tasarlanabilir. Ancak, bir sismik hareket için aynı şey yapılamaz. Çünkü sismik hareketin zamanı, boyutu ve kaç kere olacağı tahmin edilemez.
Sismik olaylar sismik hareketin yatay ve düşey bileşenleri ile ilgili olarak çeşitli yerdeğiştirmelere uğrayan bina çevresine zarar verir. Binanın çerçevesi ve döşeme tablaları giydirme cephe kütlesi ile kıyaslandığında oldukça büyük olduğu için giydirme cephe sisteminin yatay ve düşey hareketlere bağlı içsel atalet momentine karşı gelmesi olanaksızdır. Bu nedenle giydirme cephe sistemi sadece sismik bölge tahminine göre değil, hem binanın sağlamlılığına göre, hem de bina taşıyıcısında sismik etkilerin sebep olduğu yer değiştirmelere göre tasarım yapılmalıdır.
Dizaynın yer değiştirmesinde sismik hareket (AAMA 501.4-00): Orta seviyede çelik destek kirişi başlangıç noktasından ±xxmm hareket ettirilir ve başlangıç noktasına geri döner. Bu hareket dönüşümü toplam 3 kere tekrarlanır. Bu sürede hareket kayıt edilir. Hareket destek kiriş inde ölçülür örnekte değil. Dizaynın 1.5 katı yer değiştirmesinde sismik hareket (AAMA 501.4-00): Aynı şekilde orta seviyede çelik destek kirişi başlangıç noktasından ±xxmm hareket ettirilir ve başlangıç noktasına geri döner. Bu hareket dönüşümü toplam 3 kere tekrarlanır. Bu sürede hareket kayıt edilir. Hareket destek kirişinde ölçülür örnekte değil.